NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
حَدَّثَنَا
أَحْمَدُ
بْنُ يُونُسَ
حَدَّثَنَا
عُبَيْدُ
اللَّهِ
يَعْنِي
ابْنَ إِيَادٍ
حَدَّثَنَا
إِيَادٌ عَنْ
أَبِي رِمْثَةَ
قَالَ
انْطَلَقْتُ
مَعَ أَبِي
نَحْوَ النَّبِيِّ
صَلَّى
اللَّهُ عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
ثُمَّ إِنَّ
رَسُولَ اللَّهِ
صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ قَالَ
لِأَبِي
ابْنُكَ
هَذَا قَالَ
إِي وَرَبِّ
الْكَعْبَةِ
قَالَ حَقًّا
قَالَ أَشْهَدُ
بِهِ قَالَ
فَتَبَسَّمَ
رَسُولُ اللَّهِ
صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ ضَاحِكًا
مِنْ ثَبْتِ
شَبَهِي فِي
أَبِي وَمِنْ
حَلِفِ أَبِي عَلَيَّ
ثُمَّ قَالَ
أَمَا
إِنَّهُ لَا
يَجْنِي
عَلَيْكَ
وَلَا
تَجْنِي
عَلَيْهِ وَقَرَأَ
رَسُولُ
اللَّهِ
صَلَّى
اللَّهُ عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
وَلَا تَزِرُ
وَازِرَةٌ وِزْرَ
أُخْرَى
Ebû Rimse (r.a) den;
şöyle demiştir:
Babamla birlikte
Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem'in yanına gittik.
Rasûlullah (s.a.v)
babama:
"Bu senin oğlun
mu?" dedi. Babam:
"Ka'be'nin Rabbine
yemin ederim ki evet. Gerçekten, ona şehâdet ederim" dedi.
Rasûlullah (s.a.v) benim
babam'a benzerliğimden ve babam'ın benim üzerime yemin etmesinden dolayı güldü.
Sonra;
“Şüphesiz o senin suçun
sebebiyle muaheze edilmez, sen de onun suçu yüzünden sorumlu tutulmazsın"
buyurdu ve:
"Bir günah işleyen,
başka birisinin günahını yüklenmez.." ayetini okudu.
İzah:
Diğer Tahric edenler:
Nesai, Kasame, İbn Mace, dıyat, Darimi, diyat; Ahmed b. Hanbel, 3: 499. 4:163.
Ayet, İsra 15 tir. Ayrıca; En'am 64, Fâtır 18.
Ebu Rimse: Temim b.
Abdi Menât b. Edvem kabilesindendir. Tirmizi'nin dediğine göre adı: Habib b.
Hayvan veya Rufla b. Yeşribî dir. Ama babasının adı konusunda başka rivayetler
de vardır
Câhiliye döneminde
Araplardan birisi bir cinayet işlese, cânînin babası ve kardeşi de o cinayetten
dolayı sorumlu tutulur, tazminata iştirak ederlerdi. Herhalde, bu adetin tesiri
ile olsa gerek ki, Ebû Rimse (r.a) in babası birgün oğlunu elinden tutarak
Rasûlûllah'a gelmiş ve yemin ederek onun kendi oğlu olduğunu ikrar etmiştir.
Maksadı, onun işleyeceği bir cinayetin tazminini yüklenmektir. Rasûlûllah
(s.a.v) adamın bu tavrıma gülmüş ve herkesin kendi yaptığından sorumlu
olduğunu, babanın oğlunun işlediği bir cinayetten, oğulun da babanın işlediği
cinayetten dolayı sorumlu tutulamayacağını söylemiş ve aynı hükmü ifâde ede
âyet-i kerimeyi okumuştur.
Sindî bu sözü izah
ederken; her birinin cinayetinin kendisine ait olup, başkasına geçmediğini ve
maksadın, günahın geçmeyeceği olduğunu, çünkü baba oğulun birbirlerinin
diyetine iştirak ettiklerini söyler.
Nihâye'de de; buradaki
"cinayet"; "günah, suç ve insanların işleyip de kendilerine
dünyada kısas veya âhirette azap icabeden suçlar" şeklinde izah
edilmiştir.
Rasulullah (s.a.v)
kişilerin işlediği bir suçun günah ve cezasının sadece kendisine olduğu,
babası ve oğlu bile olsa başka birisinin bu günahın azabına iştirak
etmeyeceğini beyan buyurmuştur. Bu hüküm, uhrevi ceza ve kısaslarla ilgilidir.
Diyet konusu ise biraz daha farklıdır. Çünkü bir müslüman diyeti geektiren bir
suç işlediği takdirde âkılesi o diyeti öder.
Kişinin akrabası da âkıleye dahildir.